FİNANSMAN YÖNTEMLERİNDEN FACTORİNG
Stj. Av. ÇİLEM SAKLAVCI Faktoring, temel ve önşart olan alt yapısı
“alacağın ferileri ile birlikte temliki” ne dayanır.B konu Borçlar
kanununun 162. ila 174. maddelerinde düzenlenmiştir.Bu maddeler Türkiye’de
faktoringi mümkün kılmaktadır. Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu sektörün hukuki yapısının
alt yapısını oluşturmaktadır.Ancak, TC.Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı,
sektör faaliyetlerinin hukuki alt yapıya kavuşturulması amacı ile 90 sayılı
KHK’da değişiklik hazırlayarak, Bakanlar Kurulunun onayı ile ilk yasal düzenlemeyi,
1994’te hazırlamıştır.Diğer, başka konularla birlikte, KHK ülkemizde
ilk defa bir yasal belgede faktoringin ilk tanımını vermektedir. “Faturaya
veya mal veya hizmet satışlarından
doğmuş veya doğacak alacakları temellük ederek tahsilini üstlenmek ve
alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak finansman sağlamak.”Daha geniş
bir tanım ile, mal satan ve ya hizmet arzeden ticari işletmelerin yurt içine
veya dışına yapacakları kredili satışlardan kaynaklanan kısa vadeli
senede bağlı alacak haklarının, factor veya factoring şirketi adı verilen
finansal kuruluşlar tarafından satın alınması temeline dayanan bir
faaliyettir.Hukuki anlamda factor, mal satımı ve/veya hizmet arzı ile uğraşan
firmaların bu satışları sonucu doğan veya doğacak alacaklarını
devralarak tahsilini üstlenen, bu alacaklara karşı peşin ödemelerde
bulunarak finansman sağlayan, aynı anda firmalarda idari, ticari ve mali
konularda verilen hizmetler karşılığı faiz, komisyon ve ücrete hak kazanan
kişi veya kuruluşlar olarak tanımlanmaktadır. Firmaların üretimlerini artırma çabaları,
daha fazla ham madde, ekipman ve işgücü gereksinimini ortaya çıkarmakta,
bunların temini ise firmaların cari aktiflerinden sağladığı nakde
dayanmaktadır.Firmalar üretimlerini piyasa arzederek satmakta, alacaklarını
zamanında tahsil edebilirlerse ürünlerini nakde dönüştürebilmektedirler.Firmalar,
üretimden satışa kadar aşamaları kontrol altında tutabilseler de,
denetimleri dışında kalan en önemli sorun alacakların tahsilidir.Alacakların
geç ödenmesi veya firmalara nakit akımını aksatmakta, bu da firmalar yönünden
istenmeyen sonuçlara yol açabilmektedir.Bu itibarla, finans dünyasına yeni
bir boyut getiren faktoring, nakit akışına doğrudan müdahale ederek,
olabilecek zamanlama ve kopukluk sorunlarının önemli ölçüde ortadan kaldırılmasına
yardımcı olmaktadır. 1-Faktoring’in
Gelişimi:Tarihi
Fenikelilere, Babillere kadar uzanan faktoring uygulamaları, 1900 yılların başında
önce Amerika’da daha sonra Avrupa ülkelerinde ve Japonya ve diğer Asya ülkelerinde
hızla yayılmıştır.Bugün tüm dünyada bilinen ve uygulanan bir finansman yöntemidir. Bir çok ülkede 1950’li yıllardan bu yana
modern anlamda hizmet veren factoring kuruluşlarının önekli bir kısmı büyük
banka ve finans kuruluşlarının katılımıyla kurulmuştur.Avrupa ülkelerinde,
factoring ve leasing uygulamalarına yaklaşık kırk yıl önce uygulamaya başlanılmış
olmasına rağmen, factoring’i leasing’e kıyasla yeterince tanınmadığını
ileri sürmektedir.Nitekim ; bazı Avrupa ülkelerinde (İtalya, İspanya ve İsveç)
bu konuda yasal düzenlemeler mevcut değilken, bazı Avrupa ülkelerinde
(Almanya ve Fransa) yasal düzenlemeler mevcut bulunmaktadır.Gelişmiş ülkelerdeki
yeni finansman tekniklerini benimseyen ve bu teknikleri gecikmeksizin uygulamaya
koyan ülkemizde factoring faaliyetleri ilk kez 1983 yılında başlamış ve
firmalarımız bu finans tekniğinin avantajlarından yararlanma olanağı bulmuşlardır. Faktoring
İşleminin Üç Temel Fonksiyonu Vardır: a-Kredilendirme Fonksiyonu b-Hizmet Fonksiyonu c-Teminat Fonksiyonu 1-Kredilendirme
Fonksiyonu;
Faktoring işlemide, kredilendirme fonksiyonu farklı
iki şekilde kullanılabilir.İlk yöntem, alacağa karşılık avans
verilmesidir.Factoring şirketi,alacağın vadesine kadar geçecek zaman içinde
satışı gerçekleştiren müşterisine alacak tutarının %80-90’ına kadar
geçecek süre için cari hesap faizi uygulamaktadır.Alacak tutarının geri
kalan kısmı da, factoring şirketinin sorumluluğu dışında bulunan malın
iadesi, bedelin tenzili gibi sebeblerle, tutulmaktadır. Kredilendirme fonksiyonunun ikinci bir işleyiş
türü, alacağın iskonto edilmesidir.Bu yöntemde, factoring şirketi, toplam
alacak tutarından, masraf, faiz gibi unsurları indirdikten sonra geri kalan kısmı,
müşterisine ödemektedir.Ancak ,bu yöntem, sık başvurulan bin yöntem değildir. 2-Hizmet
Fonksiyonu:
Tüm faktoring türlerinde ortak olan bu
fonksiyon, faktoring işleminde, faktoring şirketinin satıcıya verdiği idari
hizmeti ifade eder.Hizmet ifadesi, borçla ilgili muhasebe kayıtlarının
tutulması, borçluya ihtarname gönderilmesi, alacakların tahsil edilmesi, ve
ödenmemesi durumunda cebri tahsil yollarına başvurulması gibi işlemleri
kapsar.Faktoring şirketi, belirli periyotlarla, müşterilerinin alacak
hesapları üzerindeki hareketler konusunda haberdar eder, onlara hesap
ekstreleri gönderir. 3-Teminat
Fonksiyonu :Bu
fonksiyon, gayrikabili rücu factoring işlemlerinde bulunan bir
fonksiyondur.Factoring şirketi, alacağı devralmakla, her türlü riski de üzerine
üzerine almaktadır.Böyle bir durumda, alacağı gerçek sahibi factoring şirketi
olmakta, alacağın tahsil edilememesi halinde müşterisine rücu etmek hakkına
sahip olmamaktadır.Ancak, buradaki risk, alacağın gerçek olup olmaması
konusunda değil gerçek bir alacağın tahsil edilip edilememesi konusundadır. Ülkemizde son yıllarda bankacılık
sistemindeki önemli değişim ve gelişmelerin yanısıra uluslar arası
nitelikteki bankalarında Türkiye’de şube açmaları
ve bankaların ihtisas bankacılığı eğilimlerinin giderek artması
sonucu bankalar arası rekabetin yoğunlaşması üzerine bankalar, müşterilerine;
tüketici kredileri, kredi kartları, leasing, factoring ve forfaiting gibi yeni
finansman tekniklerinden yararlanabilme olanakları sunmaya başlamışlardır.Factoring
kavramı bir finans tekniği olarak ülkemiz bankacılık terminolojisine ilk
kez 1983 yılında “Ödünç Para Verme İşleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname” ile girmiştir.Bu Kararnamenin 3. maddesi; factoring’i “mal ve
hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak alacakların temellük edilerek,
tahsilinin üstlenilmesi ve bu alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak
finansman sağlanması” diye tanımlamakta, bu işle uğraşmak üzere kurulan
şirketleri de “factoring şirketleri” olarak adlandırmaktadır. Factoring, yeni bir finansman modeli olmasına
rağmen ülkemizde hızlı bir gelişme göstermiş ve ülkemiz finans piyasalarının
son yıllarda vazgeçilmez bir enstrümanı olmaya başlamıştır.Her türlü
mal ve hizmet satışlarından kaynaklanan kısa vadeli alacakların
factoring şirketine devredilmesi işlemi giderek yaygınlaşmaktadır.Alacakların
takibi, tahsili, garanti edilmesi, finansman sağlanması, Pazar araştırması,
kredi istihbaratı yapılması, ticari risklerin üstlenilmesi ve muhasebe kayıtlarının
tutulması, vb. hizmetleri içeren factoring, firmaların kısa vadeli sermaye
ihtiyacınıkarşılamaktadır. Ülkemizde bankalarca veya özellikle
factoring işlemleri yapmak üzere kurulan şirketler tarafından yapılan
factoring işlemlerinin,aşağıda belirtilen mevzuat ile yakın ilişkisi
mevcuttur. A-Türk
Ticaret Kanunu:Türk
Ticaret Kanunu’nda factoring işlemlerine
ilişkin herhangi bir hüküm mevcut olmayıp, satıcıların faturaya bağlı
alacaklarının devir ve temliki,Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş bulunan
“alacağın temliki hükümlerine” tabidir. B-Borçlar
Kanunu:
Borçlar Kanunu’nun 162 inci maddesinde “Kanun veya akit ile veya işin
mahiyeti icabı olarak men edilmiş olmadıkça borçlunun rızasını aramaksızın
alacaklı, alacağı üçüncü bir şahsa temlik edebilir.Borçlu alacağın
temlik edilmemesinin şart edilmiş olduğunu, bu şartı ihtiva etmeyen bir
ikrarı bilkitabeye istinat ile, alacağı temellük eden üçüncü bir şahsa
karşı iddia edimiz” Hükmü yer almakta ve sözleşmenin şekline dair, 163 üncü madde de
“Tahriri şekilde yapılmış olmadıkça alacağın temliki muteber
olamaz.Bir alacağın temlikini vaadetmek, hususi şekle tabi değildir”
denilmektedir.Diğer taraftan, yine aynı Kanun’un 164 ila 172 nci
maddelerinde ise, “alacağın devredilebilir olması, temlik işleminin yazılı
ve sözleşme şeklinde yapılması, tarafların medeni haklarını kullanma
ehliyetlerinin olması” gerekliliğine işaret edilmektedir. C-Bankalar Kanunu :Bankalar Kanununun 6. maddesinde;”Bir bankanın
vereceği nakdi krediler ile teminat mektupları ile, kefaletler, aval, ciro, ve
kabuller gibi gayrinakdi krediler, satın alacağı tahvil ve benzeri sermaye
piyasası araçları, tevdiatta bulunmak suretiyle veya herhangi bir şekil ve
surette vereceği ödünçler, varlıkların vadeli satışlarından doğacak
alacaklar,vadesi geçmiş nakdi krediler gayrinakdi kredilerin nakde tahvil olan
bedelleri, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri ile benzeri diğer sözleşmeler
ve ortaklık payları izledikleri hesaba bakılmaksızın kredi sayılır.”(4389
Sayılı Bankalar Kanunu’nun 11. maddesinin 4672 Sayılı Bankalar Kanununda
değişiklik yapılmasına ilişkin Kanun’un değişik 6. maddesi)” hükmü
yer almaktadır. Factoring şirketinin müşterisine verdiği avansın kredi olarak değerlendirilip
değerlendirilmeyeceği konusunda farklı görüşler mevcuttur.Bu görüşe göre;
factoring hizmetlerin alıcıya açılan bir kredi olması ve satıcıya rücu
edilmemesi nedeni ile, Bankalar Kanunu yönünden alıcılar lehine açılmış
gayrinakdi bir kredi olarak değerlendirilmektedir.Bir diğer görüş ise;
belli bir alacak olarak verilen avansın kredi işlemi olarak değerlendirilmesi
yönündedir.Söz konusu avansın verilmesi için karşılık gösterilen alacak
kredi işleminde olduğu gibi teminat amacı ile verilmemiştir.Bunun sebebi,
henüz doğmamış alacaklar için fatura üzerinden avans verilmiş olmasıdır.Ancak,
bu avans üzerine devralınan alacaklardan alınan komisyona ilave olarak faiz yürütülürse
bu işlemin kredi unsurlarını taşıyabileceğini de göz önünde tutmak
gerekir.Diğer taraftan, verilen avans, malını satan müşteri açısından
vadesinden önce çekilen parasıdır.Burada da iskonto esasına dayalı kısa
vadeli kredi işlemlerine benzer bir uygulama ortaya çıkmaktadır. D-Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun:Gerek
Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun (ek ve tadillerinde),
gerekse bu Kanun’a istinaden yürürlüğe konulan 32 sayılı Karar (ek ve
tadillerinde) factoring işlemlerine ilişkin herhangi bir hüküm mevcut değildir.Ancak,
32 Sayılı Karara İlişkin 91-32/5 sayılı Tebliğ (ek ve tadillerine göre); ihraç edilen malların bedellerinin süresi içinde
yurda getirilerek, bankalar ve özel finans kurumlarına satılmasından ve
ihracat hesabının süresinde kapatılmasından ihracatçılar sorumlu
tutulmakta, ihracata aracılık eden, ihracat bedellerine geçen ve gümrük
idarelerince kendilerine gümrük beyannameleri gönderilen bankalar ve finans
kuruluşları, ihracat bedellerinin yurda getirilmesini ve satışın yapılmasını
izlemekle yükümlü kılınmıştır.(md.21) İhracata yönelik factoring işlemlerine ilişkin açıklama; Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası’nın I-M Genelgesi’nin (I) bendinde yer almaktadır.Buna
göre ihracattan doğan alacak hakkının bir factor kuruluşa temlik edildiği
factoring işlemlerinde, yapılan anlaşma hükümlerine göre ihracatçıya rücu
edilebilir veya edilemez şartına bağlı olmaksızın, ihracat bedellerinin
Kambiyo mevzuatında belirlenen bedel getirme süreleri içinde tahsilinden
factor kuruluşu sorumludur. E-Sigortacılık Mevzuatı: Faktoring şirketlerinin, alacaklarının ödenmesini
garanti etmeleri ile alacakların sigorta edilmesinin karıştırılmaması
gerekir.Çünkü, Borçlar Kanunu’nun 110.maddesine göre; garanti işleminde
bir üçüncü kişinin fiilini başkasına taahhüt işlevi vardır.Sigortacılıkta
ise bu kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan bir
rizikonun ortaya çıkması halinde tazminat ödenmektedir.Sigortacılık
hizmetlerinin özel bir hukuki düzenlemeye tabi tutulması nedeni ile sigorta
şirketleri dışında kimse sigorta poliçesi düzenleyemeyeceği için
factoring şirketlerinin sigorta hizmeti vermeleri olanağı yoktur. F-Ödünç Para Verme İşleri Hakkında KHK:Ödünç
Para Verme İşleri Hakkındaki 90 sayılı KHK , factoring kuruluşlarını
“mal ve hizmet satışından doğmuş veya doğacak alacakları temellük
ederik, tahsilini üstlenen, bu alacaklara karşılık ödemelerde bulunarak
finansman sağlayan şirketlerdir” diye tanımlamaktadır.(M:3/545 sayılı
KHK ile değişik).Factoring şirketlerinin, Hazine Müsteşarlığı’nın ön
iznine istinaden sadece anonim şirket statüsünde kurulabilmeleri zorunluluğu
yanı sıra bu şirketlerin sermaye miktarları da yine anılan Müsteşarlıkça
belirlenmektedir.Factoring şirketlerinin uygulayacağı faiz oranlarının
tespiti veya serbest bırakılmasına Hazine Müsteşarlığı yetkili olup, bu
şirketler ana faaliyet konuları dışında başka bir işle uğraşamazlar,
teminat mektubu veremezler ve mevduat toplayamazlar, kambiyo senetlerine dayalı
olsa bile fatura veya alacağın bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu
tevsik eden belgelerle ilişkilendirilemeyen alacakları satın alamazlar.Ancak,
bu şirketlerin Sermaye Piyasası Kanunu’na göre menkul kıymet ihraç
etmeleri ile uluslararası piyasalardan ödünç para almaları bu hükmün dışında
tutulmuştur.(M:12 ve13/545 sayılı KHK ile değişik) G-Factoring Şirketleri’nin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkında
Yönetmelik:Mal veya hizmet satışından doğmuş
veya doğacak (fatura veya diğer belgelere dayalı) alacakları
devralarak tahsilini üstlenen ve bu alacaklara karşı ödemelerde bulunarak
firmalara finansman sağlayan factoring şirketlerinin kuruluş ve çalışma
esasları Hazine Müsteşarlığı tarafından bir yönetmelikle düzenlenmiştir.Factorin
şirketinin kuruluşu için anılan müsteşarlıktan ön izin ve kuruluşu
takiben faaliyet izni alınması zorunlu olup, faaliyet izni almayan şirketler
factoring işlemleri ile uğraşamazlar.Ancak, bankalar, sigorta şirketi ve özel
kanunlara göre ödünç vermeye yetkili kılınan kuruluşlar ile tüzel kişilerin
doğrudan veya ortak veyahut iştirakleri aracılığıyla dolaylı olarak
ortaklık ilişkisi içinde bulundukları diğer tüzel kişilere ödünç para
vermeleri ve Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri çerçevesinde yetkili kurum
ve kuruluşlarca yapılacak işlemler hakkında söz konusu yönetmelik hükümleri
uygulanmaktadır.(Yön. M:1) Anonim şirket statüsü altında faaliyette bulunmaları öngörülen
factoring şirketlerinin müşterileri ile yapacakları işlemler için yazılı
sözleşmeleri zorunlu olup, bu şirketler aşağıda tanımlanan işlemleri
yapamazlar.(Yön.M:8) -factoring faaliyetleri ile doğrudan ilgisi bulunmayan faaliyetler ile
uğraşamazlar, -teminat mektubu veremezler, -Sermaye Piyasası Kanunu’na göre menkul kıymet ihracı ile
uluslararası piyasalardan ödünç para temini dışında,mevduat veya her ne
ad altında olursa olsun bir ivaz karşılığı para toplayamazlar, -Kambiyo senetlerine dayalı bile olsa fatura veya alacağın bir mal
veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tesvik eden benzeri belgelerle ilişkilendirilmeyen
alacakları satın alamazlar. Sonuç olarak, uzun bir geçmişe sahip olan factoring, bankaların
ve finans kuruluşlarının bu sektöre yaptığı yatırımlar sonucu bankacılığın
ihtisaslaşmış bir sahası olarak görülmeye başlanmıştır.Türkiye’de
1988 yılından itibaren bankaların bünyesinde factoring hizmeti verilmeye başlanmış,
daha sonra factoring şirketlerinin kurulması ile bu sektör ülkemizde hızlı
bir gelişim göstermiştir.Çağdaş bir finansman yöntemi olan factoringde
üç ayrı hizmet bir arada verilmektedir.Nitekim, factoring firmaların mal ve
hizmet satışlarından doğan yurt içi ve yurt dışı kısa vadeli alacaklarının
bir factoring şirketince temlik alınması ile başlamakta, satıcı firma;
“alacağın takibi ve tahsili”, “Alacağın ödenmeme riskine karşılık
garanti edilmesi” ve “alacak tutarının vadesinden önce ödenerek esnek
finansman sağlanmasına” yönelik hizmet paketlerinden gerek duyduğu hizmeti
seçebilme olanağına kavuşmaktadır. KAYNAKLAR: -M. Cengiz Ünlü,Şirketlerin Kuruluşu ve Tasfiye işlemleri
Rehberi,Adalet Yayınevi,Ankara,1997 -M. Şerif Aktaş, Dış Ticaret Finansmanında Factoring, İGEME,
Ankara, 1989 -Erkut Onursal, Dış Ticaret İşlemleri ve Uygulama, Orta Anadolu İhracatçı
Birlikleri Yayını, Ankara, 1996
TÜRKİYE’DE
FACTORİNG UYGULAMASI
Email: info@abchukuk.com