En iyi hukuk rehberi

Borsa | Hukuk Programları | Makaleler | Gerekli Adresler | Yararlı Linkler | Güncel Hukuk



                                                                     TÜM YASALAR DEĞİŞİRKEN… *

                                                                                                                                       Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU


Yasama organı, XXII. yasama döneminin ilk yılında 199, ikinci yılında 254 ve üçüncü yılının ise 03.11.2004 tarihine kadar ki yaklaşık bir aylık bölümünde 13 olmak üzere, bu dönemde şimdilik 466 yasa çıkarmıştır. Bu durum nicel yönden övünç kaynağı olarak sunulmaktadır.

Hızlandırılmış yasa çalışmaları, konuların hukuk düzleminde tüm yönleri ile irdelenmesine engel olmaktadır. Yapılan değişikliklerin ve çıkarılan yasaların tamamının zorunlu olup olmadığı tartışılamamaktadır. Bir yasa ile yapılanın, aynı dönemde diğer bir yasa ile değiştirildiği de sıkça görülmektedir. Bu ise yeni hukuksal anlaşmazlıkları ve sorunları ortaya çıkarmaktadır. Hızla yapılan yasa değişikliklerinin bir sonucu olarak, kaldırılan yasalara yönelik yargı pratiği de çöpe atılmakta, böylece yargı her şeye “sil baştan başlar” durumda bırakılmaktadır.

Temel yasalar bir inşaatın temeli ve taşıyıcı sütunları, diğer yasalar iç ve dış duvarları, anayasa ise mimari projesidir. Cumhuriyetle kurulan laik demokratik binada seksen yıldır yaşarken, yeni gereksinimler karşısında projeye uygun kat eklenmesi yerine bu bina yıkılıp yeniden yapılmaktadır. Bu arada Cumhuriyetin “hukuk devrimiyle” kazanımı olan tüm temel yasalar da, bütünüyle değiştirilmeleri mutlak bir zorunluluk olup olmadığı tartışılmadan, “temel yasaları değiştirme cesaret ve kahramanlığıyla” teker teker değiştirilmektedir. Cumhuriyet dönemindeki temel yasaların genel gerekçelerinde ve TBMM tutanaklarında “çağdaşlık, bağımsızlık ve laik hukuk devletinin gerekliliği” vurgulanırken; şimdi yapılmakta olan yasaların gerekçelerinde “AB’yle yapılan açılımlara” yer verilmektedir.

Yeni Türk Ceza Yasası (TCY) çalışmaları sırasında, sosyal boyutu kalmayan şer’i nitelikteki zina suçunun günlerce gündemde tutulduğu, “içinde zinaya yer verilen mi yoksa yer verilmeyen mi TCY” ikilemi yaratılarak, zinanın yer almamasının yeni yasa için tek ve yeterli koşul olarak sunulduğu; böyle basite indirgenen bir ortam içerisinde zina suçu dışarıda bırakılarak, 5237 sayılı yeni TCY’nin AB’nin Ekim 2004 raporuna yetiştirilme telaş ve aceleciliği içerisinde, temel yasa kimliğinin ötesinde normal bir yasa gibi bile tartışılamadan kabul edildiği de hayretler içerisinde hatırlanmaktadır.

Geçen yasama dönemi içerisinde çıkarılan ve halen çıkarılmakta olan yasalar dikkate alındığında ve temel yasaların da hepsine el atıldığı gözetildiğinde, tüm hukuk düzenini etkileyen köklü hatta bütüncül düzenlemeler yapıldığı ortadadır. Bir hukuk düzeni, belirli yasama dönemlerinde belirli parçaları ihaleye çıkarılmış gibi değiştirilmekte, ortaya yeni bir yapı çıkarılmaya çalışılmaktadır.

Cumhuriyet döneminde yapılan hukuk devrimi ile Tanzimat hatta Osmanlı dönemi rafa kaldırılmış, yeni bir hukuksal yapı ortaya çıkartılmıştır. Şimdi ise Cumhuriyet dönemi raftaki yerine mi konulmaktadır?
Tabanda çoğunluk desteğine sahip olmamasına karşı, yasama organında çoğunluk gücüne sahip olan iktidar, “henüz yeni bir anayasa yapmamasına rağmen” özellikle temel yasalarda yapmaya giriştiği değişikliklerle kendisine adeta “asli kurucu iktidar” rolü vermektedir. Asli kurucu iktidarın kaldırdığı veya kurduğu düzen ise, düzenin sahibi olan Ulus’un istek ve beklentilerine uygun mudur?

Yasalarda hızlı değişiklik yapılmasının, temel yasalarla zamansız oynamak kadar sakıncalı olduğu unutulmamalı, dünyada ve de ülkemizde yaşanan tecrübeler hatırlanıp, gözden uzak tutulmamalıdır.



Cumhuriyet Gazetesi’nin 16.11.2004 tarihli nüshasında özeti yayımlanmıştır.




© Abchukuk'ta yer alan çalışmaların telif hakları tamamen eser sahiplerine aittir. Bu çalışmalardan faydalanan konuklarımız, çalışmaların telif hakkı konusunda eser sahiplerinin tüm talep ve açıklamalarını kabul ettiklerini beyan ve taahhüt ederler. Hakları saklı tutulmuş eserler sahiplerinin izni olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, ilgili kişilerden izin alınmaksızın ticari amaçlarla kullanılamaz. Bu sayfalardan okuyucu olarak veya her ne suretle olsun yararlanan tüm konuklarımız, bu sayfalarda yer alan tüm yükümlülük ve talepleri kabul ettiklerini ve bunlara aykırı davranışlarının hukuki ve cezai sorumluluklarını doğuracağını anladıklarını kabul ve taahhüt ederler.

Her hakkı saklıdır. Abchukuk ©2001-2006